- bir\ yerde\ bulunmak
- прибыва́ть
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
bulunmak — nsz 1) Bulma işine konu olmak Yerde para bulundu. 2) de Herhangi bir durumda olmak Hayırlı bir işe yardımda bulunmuş oluyorsunuz. R. H. Karay 3) de Bir yerde olmak İçinde bulunduğumuz tarihte Osmanlı Devleti nin temelleri çökmüş, ömrü tamam… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hazır bulunmak (veya olmak) — 1) (bir yerde) bir yerde var olmak, kendi bulunmak 2) (bir yerde) bir şeyi hemen yapabilecek durumda olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
buradayım diye bağırmak — (bir şey) göze çarpacak bir yerde bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıkılmak — nsz 1) Tıkma işi yapılmak Bütün vücudu sanki ziftten bir kılıf içine tıkılmış gibi idi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Dar, sıkıntılı bir yerde bulunmak, sıkışmak Mecliste altmış kişi bir odaya tıkıldık. Y. Z. Ortaç 3) Tutukevine konmak Dama tıkıldım ama … Çağatay Osmanlı Sözlük
rüzgâr almak — yel esen bir yerde bulunmak Bu ev çok rüzgâr alıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
isabet etmek — 1) nişan alınan yere değmek, rastlamak Kurşun hedefe isabet etti. 2) çıkmak Piyangodan yüz bin lira isabet etti. 3) yerinde iş görmüş olmak O hâlde yalnız çıkmış olduğuma çok isabet etmiştim. H. E. Adıvar 4) belli bir yerde bulunmak, yer almak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
isbât — (A.) [ تﺎﺒﺛا ] kanıtlama. ♦ isbât ı vücûd etmek bir yerde bulunmak, varlığını göstermek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
cirit atmak — (bir yerde) bir yerde çokça bulunmak, sık dolaşmak ve serbestçe davranmak Fareler evde cirit atıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
ıjmaklanmak — bir yerde veya bir şeyde çok şap bulunmak; kelli ği artmak, azmak I, 313bkz: ajmuk … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sardalya gibi istif olmak — bir yerde çok kalabalık ve sıkışık bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük